Cumhuriyet döneminin ilk Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam tedavi edici hizmetlerin il özel idareleri ve belediyeler tarafından verilmesini ilke olarak benimsemişti. 1930 tarih ve 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 2. ve 4. maddeleri şöyledir:
“Madde 2: Genel sağlık (ve sosyal yardım) hizmetlerine ait devlet görevleri Sağlık (ve Sosyal Yardım) Bakanlığı tarafından yerine getirilir ve özel idarelerle belediyelere ve diğer mahalli idarelere bırakılan hizmetlerin yapılması denetlenir. Milli Savunma örgütüne ait sağlık işleri ayrı olmak üzere bütün sağlık (ve sosyal yardım) işlerinin sorumlusu ve denetleyicisi bu Bakanlık’tır”
“Madde 4: Şehir, kasaba ve köylerdeki sağlık (ve sosyal yardım) hizmetleri belediyeler, özel idareler ve diğer mahalli idarelerce yürütülür. Bakanlık, özellikle bu idarelere rehber olmak üzere bazı mahallerde numune (örnek) kuruluşlar açar.”
Görüldüğü gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında yerel yönetimlere sağlık hizmetleri konusunda bazı görev ve sorumluluklar verilmiş, fakat il özel idareleri ve belediyelerin finanse ettiği ve yönettiği sağlık kuruluşlarının (hastanelerin) personel atamalarını ve denetimlerini Sağlık Bakanlığında tutmuştur. Çünkü, aslında Refik Saydam, parasal nedenlerle belediyeleri devreye sokmuştu.
1950 yılında Demokrat Parti iktidarının başlamasıyla sağlık hizmetleri politikalarında da değişiklikler oldu. Tedavi hizmetlerine ağırlık veren politikalar uygulanmaya başlandı. Bu arada finansmanları yerel yönetimlerce karşılanan ama aslında Sağlık Bakanlığının kontrolünde çalışan belediye ve il özel idarelerine bağlı hastaneler 1953 yılında Sağlık Bakanlığına bağlandı. Bu durum olumlu bir gelişme olarak algılandı ve zaten olması gereken gecikmiş bir uygulama olarak kabul gördü.
Öte yandan, 1950’li yıllarda bazı kamu kurumları kendi hastanelerini açıp işletmeye başlamıştı. Bu kurumlar arasında Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü, Şeker Şirketi, Posta Telefon Telgraf (PTT) İdaresi, Millî Eğitim Bakanlığı, Millî Emniyet Teşkilatı sayılabilir. Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), özel hastaneler, azınlık hastaneleri, asker hastaneleri, üniversite hastaneleri ve devlet hastaneleri de düşünüldüğünde o dönemde 14 farklı kuruma bağlı hastaneler hizmet vermekteydi. Bu hastanelerin birleştirilmesi hususu 1951 yılından 1957 yılına kadar bütçe görüşmelerinde ısrarla gündeme getirilmiş, ancak bu talep gerçekleştirilememiş, yerel yönetimlere ait hastanelerin Sağlık Bakanlığına bağlanmasıyla yetinilmiştir.