Türkiye’de tütün kontrolü konudaki en ciddi girişim ve tetiği çeken kişi, 1980’li yılların sonunda Sağlık Bakanlığı Ruh Sağlığı Dairesi Başkanı olan Dr. Bülent Coşkun oldu. Çeşitli uzmanlık dallarından kişilerin katıldığı bir toplantıda durum ele alındı ve Bakanlık içinde bir yasa taslağı hazırlandı. Zamanın Sağlık Bakanı Akarcalı konuyu popülarize etti. Gazetecilerin huzurunda sigarayı bıraktı. Toplantılar düzenledi. Üzerinde “sigara içilmez” amblemi olan kravatlar dağıttı. Sigara ile mücadele konusunda bir yasa taslağı hazırlandı. Hazırlanan taslak 1991 yılının ocak ayında Büyük Millet Meclisinden geçti. Fakat, zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vetosu nedeniyle Meclis’e geri gönderildi. Temel veto gerekçesi, tütün mamullerinin satışına getirilen sınırlamaların serbest ticaret kurallarına uygun olmayışı idi.
Vetodan sonraki 3-4 yıl bazı bireysel girişimler sürdü. Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Sigarasız Gün” olarak ilan edilen 31 Mayıs 1993 tarihinde girişimler yoğunlaştı. 1995 yılı içinde Türk Tabipleri Birliği’nin önderliğinde bazı sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumlarının temsil edildiği “Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi” adı ile bir grup kuruldu. 30 Mayıs 1995 günü yapılan basın açıklamasına göre, Komite’nin temel işlevi sigaranın sağlığa olan etkileri konularında bilimsel toplantılar ve kongreler düzenlemek, bir yasa tasarısı hazırlamak ve toplum içinde sigarayı bırakma konusunda çalışmalar düzenlemekti. Başlangıçta otuz kadar olan bu grubun üye sayısı sonraları altmışı geçti. Bu grup yasa tasarısının hazırlanıp kabulü için çabalarını yoğunlaştırdı.
Hazırlanan taslak 7 Kasım 1996 günü Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi. Onbeş gün içinde Cumhurbaşkanı tarafından imzalanması gerekiyordu. Bu sürenin dolmasına iki gün kala Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi üyeleri Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i ziyaret ettiler. Kendisine Komite’nin çalışmalarını açıkladılar, ülkedeki sigara salgını hakkında bilgi verdiler ve yasayı onaylamasını talep ettiler. Ziyaretin ertesi günü yasa Cumhurbaşkanı tarafından imzalandı ve 26 Kasım 1996 günü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Sözü edilen 7 Kasım 1996 tarih ve 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun, Türkiye için bir dönüm noktası oluşturdu. Yasanın ana amacı, kişileri tütün ve tütün mamullerinin zararlarına, reklam ve tanıtımlarına karşı korumak için önlemler almaktır. Yasa ile, toplu taşıma araçlarında, spor alanlarında, bütün sanat ve eğitim kurumlarında, sağlık kuruluşlarında ve beş ve daha fazla çalışanın olduğu bürolarda sigara içmek yasaklanmış; yazılı ve sözlü medyada tütün ve ürünlerinin her türlü reklam ve tanıtımı yasaklanmış ve kurallara uymayanlar için para cezaları getirilmiş; 18 yaşından küçüklere sigara satışı yasaklanmış; televizyon kanallarına ayda 90 dakikadan az olmamak koşulu ile, eğitici programlar yayınlama görevi verilmiştir.
Yasanın sonuçlarını değerlendiren araştırmalar göstermektedir ki, gençler arasında sigara içenlerin oranında düşüş başlamıştır. Daha önce, 13 yaşında olan gençlerin yüzde 13’ü sigarayı denemişken, bu oran yasadan sonra yarı yarıya azalmıştır. Yasanın olumlu etkilerini gözlemeye başlandı.