Tarih öncesi dönemlerden beri insanlığı tehdit eden çocuk felci (poliomiyelit) hastalığının yok edilmesi için Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1988 yılında harekete geçti, eradikasyon programını başlattı. Program çerçevesinde uygulanan aşılamalar sayesinde 1988 yılında 125 ülkede görülen çocuk felci 2012 yılında yalnızca 3 ülkede (Afganistan, Pakistan, Nijerya) görülen bir hastalık oldu. 1988 yılında 350.000 olan vaka sayısı, 2015 yılında 21 vakaya kadar düşürüldü.
Çocuk felci kirlenmiş su ve gıdalar yoluyla vücuda giren bir virüsün (poliovürüsü) neden olduğu ve yalnızca insanlarda görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Vakaların % 75’i hastalığı belirtisiz geçirir; bazı hastalarda görülen yüksek ataş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, ense sertliği, duyu bozukluğu (parastezi) gibi belirtiler bir iki hafta içinde geçer. Ancak, bazı hastalarda hastalık kalıcı felçlerle ya da ölümle sonlanabilir.
Çocuk felci ile mücadelenin tek yolu aşılamadır. İlk aşı uygulaması Hilary Koprowski tarafından 1950 yılında enjeksiyon şeklinde geliştirilen aşı ile yapılmıştı. Bunun ardından Jonas Salk da 1955 yılında enjeksiyon şeklinde yapılan bir aşı bulduğunu dünyaya duyurdu. Daha sonra Albert Sabin ağızdan verilen bir aşı geliştirdi (oral polio vaccine / OPV); bu aşı 1962 yılında ruhsatlandırıldı ve kısa sürede dünya çapında kullanılan çocuk felci aşısı haline geldi.
Ülkemizde 1963 yılından beri çocuk felci aşısı uygulanmaktadır. Aşılama çabaları sonunda ülkemizde son çocuk felci vakası 26 Kasım 1998 tarihinde Kars ilinde görüldü. Bu vaka aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütünün Avrupa Bölgesinde de görülen son çocuk felci vakası oldu. Bu nedenle, Türkiye 2002 yılında Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi ile birlikte çocuk felcinden arındırılmış ülke sertifikası aldı.
Bu gelişmeler ülkemiz açısından son derece memnuniyet vericidir, ancak, iç savaş nedeniyle Suriye’den ülkemize göç eden sığınmacılar nedeniyle Türkiye çocuk felci açısından risk altındadır. Çünkü, Suriye’nin güneydoğusunda Irak ile komşu olan bölgede 2014 yılında çocuk felci vakaları görüldüğü Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanmıştır. Bu risk nedeniyle özellikle Şırnak, Şanlıurfa, Hatay ve Kilis illerinde teyakkuz durumu devam etmektedir ve aşılama çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Halen sınır giriş çıkışlarında bütün kişilere çocuk felci aşısı uygulanmaktadır.