Sağlık, insanlar için doğuştan kazanılmış bir haktır. İnsanların haklarını kollamak devletin sorumluluğudur. Dolayısıyla sağlık hizmetleri kamu hizmetidir. Öte yandan, Anayasamız devletin bu görevini özel kurumları düzenleyerek ve denetleyerek özel sektör tarafından yerine getirilebileceğine izin vermektedir. Bu yaklaşımdan hareketle, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidar döneminde ulaştırma, turizm, gümrük, endüstri, enerji, madencilik gibi sektörler yanı sıra sağlık sektöründe de “kamu özel ortaklığı” (ya da Kamu Özel İşbirliği) anlayışıyla yatırımlar yapıldı ve işletildi.
Kamu özel ortaklığı, kamu ile özel sektör arasında bir malın ya da hizmetin topluma sunulması için yapılan kurumsal ve sözleşmeye dayalı bir işbirliğidir. Ülkemizde, Yap-işlet-devret , yap-işlet, yap-kirala-devret ve işletme hakkı devri olmak üzere dört temel kamu özel işbirliği modeli uygulanmaktadır.
Sağlık alanında kamu özel ortaklığının sembolü “şehir hastaneleri”dir. Şehir hastanelerinin yapımı ve işletilmesi 21.02.2013 tarih ve 6428 Sayılı “Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması Hakkında Kanun” ve bu kanuna dayanılarak aynı adla yayımlanan yönetmelik uyarınca yap-kirala-devret modeline göre yapılmaktadır.
16 Ocak 2017 tarihinde açılan Yozgat Şehir Hastanesi, 475 yatak kapasitesiyle Türkiye’nin ilk Şehir Hastanesi’dir.
Şehir hastaneleri gerek toplum gerekse uzmanlar tarafından ciddi biçimde eleştirilmektedir.
Hastanelerin yapılacağı arsa devlete ait olmakla birlikte, Sağlık Bakanlığı hastaneyi işleten şirkete kira ödemektedir;
Hastaların şehir hastanelerine başvurmaları için kent içindeki çok sayıda devlet hastanesi kapatılmıştır;
Şehir hastanelerine %70 yatak doluluk garantisi verilmesi, halk sağlığının koruyucu hekimlik, birinci basamağın teşviki gibi ilkelerine terstir; Hiçbir devlet vatandaşının hastalanıp hastaneye yatırılmasını garanti eden bir tutum içinde olamaz;
Şehir hastaneleri kentlerin uzağındadır ve buralara erişmek güçtür;
Şehir hastaneleri çok büyüktür ve çok hasta yatağına sahiptir; dolayısıyla yönetimleri verimsizdir;
Şehir hastanelerine devlet kaynaklarından yüksek miktarda para ödenmektedir; bu hastaneler Devlet maliyesi için birer karadelik haline gelmiştir.
Bu eleştirileri değerlendirmek için en son yapılan şehir hastanesi olan Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü ile ilgili şu bilgilere bakmak yeterli olacaktır: Proje, 718 yataklı Genel Hastane, 500 yataklı Kadın Doğum Hastanesi, 508 yataklı Çocuk Hastanesi, 362 yataklı Kardiyoloji ve Kardiyo Vasküler Cerrahi (KVC) Hastanesi, 494 yataklı Onkoloji Hastanesi, 478 yataklı Ortopedik ve Nörolojik Bilimler Hastanesi, 106 yataklı Psikiyatri Hastanesi, 100 yataklı Yüksek Güvenli Adli Psikiyatri Hastanesi, 300 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi ile 34 yataklı yanık ünitesi olmak üzere toplam 3.566 yataklı bir entegre sağlık kampüsü projesidir. Yatırım tutarı yaklaşık 1,2 milyar ABD Doları olan projenin yapım süresi 3,5 yıl, işletme süresi ise 24 yıldır.
Bu gerçekler ışığında zamanın Sağlık Bakanı tarafından 2022 yılı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada bundan böyle şehir hastanelerinin kamu kaynaklarından yapılıp işletileceğini açıkladı.