Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda bütün ülkede yalnızca 554 hekim vardı. İstanbul Tıp Fakültesi, bu kentteki yaşam koşullarının zorluğu nedeniyle Anadolu’dan öğrenci çekemiyordu. Bu sorunu çözmek ve hekim sayısını arttırmak üzere zamanın Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam döneminde sivil ve yoksul öğrencilerin tıp fakültelerinde eğitim almalarını teşvik amacıyla 1924 yılında İstanbul’da 200 yataklı “Leylî Tıp Talebe Yurdu” açıldı.
Devletin bu desteğine karşılık vermek ve özellikle kırsal bölgelerdeki hekim ihtiyacını karşılamak üzere yurtların açılmasından bir yıl önce, 8.11.1923 tarihinde 369 sayılı “Etibbâ'nın Hizmet Mecburesi Hakkında Kanun” ve 1s24 yılında bu kanuna ek olarak 438 sayılı kanun ve yine 1924 yılında 531 sayı ve 1924 tarihli sivil hekimlerin zorunlu hizmetleri ve hekim, eczacı ve diş hekimlerinin stajları hakkında kanunlara ek kanun çıkartılmıştı. 1929 yılından başlayarak mezun olan hekimler 2 yıl süreyle zorunlu hizmet yapıyorlardı.
1928 yılında “Türk Kadın Doktorlarının On Sene Müddetle Hizmeti Mecbureden Muafiyetleri Hakkında Kanun” çıkartılarak kadın hekimlerin zorunlu hizmetlerinde hafifletmeler yapıldı. 1932 yılında çıkartılan bir kanunla, 1932 yılından sonra İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olacak kadın ve erkek hekimler ile yurtdışında eğitim alan ve diplomaları onaylanan hekimlerin iki yıl süren zorunlu hizmetten muaf tutuldukları bildirilmektedir. Aynı kanun, yatılı öğrenci yurtlarında eğitim alan ve masrafları devlet tarafından karşılanan öğrencileri kapsamamaktadır. Bu öğrenciler, tatil zamanları da dahil olmak üzere, yurtta geçirdikleri zamanın iki katı kadar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’nın (Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekâleti) uygun bulduğu yerlerde görev yapmaya mecburdur. Yurtta geçirilecek süre ne kadar olursa olsun bu sürenin en az 1 yıldan az olamayacağı bildirilmektedir.
1961 yılında çıkartılan 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun'da sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesinde görev alanların bir sözleşme imzalamaya mecbur oldukları, sözleşme süresinin bir ile üç yıl arasında olacağı yazılıdır. Atanılan bölgeye gidilmemesi ya da görevin bırakılması durumunda sözleşmenin feshinin gündeme geleceği ve ilgilinin görevden çıkartılacağı, belirli bir süre kamu hizmetinde görev alamayacağı ve serbest olarak sanatını icra da edemeyeceği ifade edilmektedir.
Günümüzdeki uygulamalar 25 Ağustos 1981 tarihinde çıkartılan 2514 sayılı Bazı Sağlık Personelinin Devlet Hizmeti Yükümlülüğüne Dair Kanun ve bu mevzuat üzerinde 4576 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler ile düzenlenmiştir. Buna göre hekimlerin mezuniyetlerinden sonra 2 yıl ve uzmanlaştıktan sonra 2 yıl olmak üzere 4 yıl zorunlu hizmet yapmaları öngörülmekteydi. Bu uygulama 2003 yılına kadar sürdü. O tarihte T.C. Hükümeti kamuda personel istihdamını azaltmaya yönelik politikalar nedeniyle diğer kamu personeliyle birlikte hekimleri de kamusal güvencelerin dışına çıkartıp, sözleşmeli çalışmayla piyasa koşullarına devretmek istedi. Ancak hekimler sözleşmeli çalışmayı tercih etmeyince, aynı hükümet hekimlere yönelik zorunlu hizmet uygulamasını, eskisine benzer içerikte, Temmuz 2005 tarihinde uygulamaya koydu.